< Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu TBMM'de Kabul Edildi | ziraat fakültesi | Tarım haberleri Son dakika tarım haberleri
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu TBMM'de Kabul Edildi
02 Mayıs 2014 Cuma Saat 10:16
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve Türk Medeni Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki kanun tasarısı meclisten geçti.

Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve Türk Medeni Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki kanun tasarısı meclisten geçti.
AK Parti Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesinin önlenmesi için bazı kanunlarda değişiklik öngören kanun tasarısı TBMM’de kabul edildi. Tasarının yasalaşması ile meclis ve AK Parti tarihi sorumluluğunu yerine getirmiştir.

Kanun Tasarısının Amacı: Toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımın sürdürülebilirliği, arazilerin verimli ve rekabetçi piyasa ile mücadele edilebilirliği, tarımda kişi başı milli gelirin artırılmasıdır. Böylece köyden kente göçün önüne de geçilmiş olacaktır.


Yapılan düzenlemeler Türkiye tarımı ve ülke geleceği açısından hayati öneme sahip düzenlemelerdir. Bu tasarı politik mülahazaların dışında ulusal bir mesele olarak hepimizin sorunudur. Keşke bu yasa 30-40 yıl önce hayata geçirilebilseydi. Dünyada en önemli ovalardan birisi olan Gediz Ovası’nın bulunduğu Manisa ilinin bir milletvekili olarak düzenlemenin hayata geçirilmesini dört gözle bekliyoruz.


Üreticilerimiz sadece kendileri için değil, bölgesel ve küresel pazarlar için üretim yapmaktadırlar. Dünyada büyük bir rekabet var. Ne kadar büyük üretici olursak piyasaya o kadar hakim olmamız ve fiyat belirleyicisi ülke olma şansımız o kadar yüksek olacaktır. Düzenlemenin Türkiye’nin kanayan yaralarından biri olan tarım topraklarının bölünmesini önleme açısından çok faydalı olacağına inanıyorum.
Tarım alanlarının küçük ve parçalı olması tarımsal üretimi kısıtlıyor; girdi maliyetlerini yükseltiyor; tarımsal üretimden alınan verimi düşürüyor, teknolojinin, modern araçların kullanılmasını güçleştiriyor. Şu anki durum asla sürdürülebilir değildir. Çözüm bulunmaması halinde çok büyük sorunlara yol açacaktır. Türkiye’nin kaybedecek bir günü dahi yoktur.


Dünyada tarım arazi büyüklükleri:
Ortalama işletme büyüklükleri, İngiltere’de 538 dekar, Fransa’da 521 dekar, Almanya’da 457 dekar, İspanya’da 238 dekar, İtalya’da 76 dekar, ABD’de 181 dekar, Avrupa Birliği ülkelerinde 175 dekar, Türkiye’de ise 59 dekardır. İngiltere’de bölünmenin önüne geçmek için en büyük kardeşe devir yapılmaktadır. İspanya ve İtalya’da ise ehil olan mirasçıya devir söz konusudur. ABD'de ise bedeli karşılığı isteyene satılmaktadır. Ülkemizde ise mirasçılara payları oranında intikal ettiğinden aşırı bölünme ve küçülme sorunu ortaya çıkmıştır.

Geçen 90 yılda ülkemizde arazi bölünmesi sebebi ile üretimde önemli kayıplarımız oluştu. İşletme büyüklüğü ortalama Avrupa Birliği ülkelerinde 175 dekar iken ülkemizde bu oran 59 dekara düştü. Bu duruma daha fazla seyirci kalamayız. Kalırsak Türkiye’nin geleceğini tehlikeye atmış oluruz. Bölünmeden dolayı 9 milyon hektar çiftçi kayıt sistemine giremediği için desteklemelerden yararlanamıyor, üretimde verim düşüklüğü oluyor. Ekonomiye katkı azalıyor. Türkiye’nin 23.8 milyon hektar arazisi olduğu düşünülürse bunun iki milyon hektarı işletilemiyor. Bu çok vahim bir durumdur. Gelecekte Türkiye’nin çok ciddi sıkıntılarla karşılaşmaması için buna artık bir dur deme zamanı gelmiştir, hatta geç bile kalınmıştır.


Türkiye’de toplam 23,8 milyon hektar tarım arazisi bulunuyor ve bu araziler 30 milyon tarım parselinden oluşuyor. Ülkemizdeki tarım işletmesi sayısı ise 3 milyon. 3 milyon işletmenin yüzde 65’i 50 dekarın altında araziye sahiptir. İşletmelerin yüzde 83’ü 100 dekarın altında araziye sahiptir. İşletme başına arazi büyüklüğü 59 dekar ve işletme başına düşen parsel sayısı da 10. Başka bir deyişle her işletme 10 parselden oluşuyor. Bu 30 milyon parselin de yaklaşık 40 milyon maliki bulunuyor. Tarım arazilerinin miras yoluyla çok küçük parsellere ayrılması, arazilerin aşırı bölünmesinden dolayı modern makinaların verimli kullanılamaması ve mülkiyet sorunlarından dolayı oluşan ekonomik kayıp, yılda toplam 17 milyar lirayı buluyor. Bölgemizde 5 dekar arazisi olan bir çiftçi traktör, pulluk, kaz ayağı, ilaçlama makinesi vb. tüm araç ve gereçleri alıyor, yılda bir kez kullanıyor, 350 gün kullanmıyor. Aslında 200-300 dekar araziyi işleme kapasitesine sahip olan tarım aletleri 5-6 dekarlık araziler için depolarda israf ve çürümeye terk ediliyor. Dünyanın değişik ülkelerinde uygulanan kiralama sistemi uygulanmadığından büyük israf oluşuyor.
Türkiye’de tarımsal işletmelerin yüzde 32,7’sinin 20-49 dekar arazi büyüklüğüne sahip tüm işletmelerin yüzde 78,9’u ise 100 dekardan daha az araziye sahip durumda. Yani ülkemizde işletmeler hem küçük, hem de çok parçalı bir yapıdadır. Tarımsal işletmelerin sadece 5’te 1’i 100 dekar ve daha fazla işletme büyüklük gruplarında yer alıyor.

Ülkemizde tarım arazilerinin dağılımı:
Toplam tarım arazisi: 23.8 milyon hektar
ÇKS ye kayıtlı tarım arazisi: 14.8 milyon hektar
Kayıt altına alınamayan: 9 milyon hektar


Kayıt dışı arazilerin dağılımı:
İntikal yapılmaması, hissedarlar arası sorunlar ve çok küçük araziler: 6.3 milyon hektar
Kaçak ve ecrimisil ödenerek kullanılan hazineye ait tarım arazileri: 2.7 milyon hektar" dedi.
Yurttaş, açıklamalarına şöyle devam etti: "Medeni Kanunu, 1926 yılında İsviçre’den aldık. Gerçi bu kanun 22 Kasım 2001’de TBMM’de kabul edilen ve 1 Ocak 2002’de yürürlüğe giren 4721 sayılı Medeni Kanun'la sistematiği hariç, komple değişti ama buna rağmen miras hukuku hükümlerindeki sorunlar dolayısıyla hala tarlalar bölünüyor. Tarlaların bölünmesine engel olunmazsa, çok yakın bir gelecekte tarım alanlarında üretim yapmak imkansız hale gelecek.


Türkiye 1961 yılından 2003 yılına kadar 450 bin hektar arazisini toplulaştırabilmiş, yani yılda yaklaşık 10 bin hektar toplulaştırma yapılabilmiş. AK Parti döneminde 2003 yılından bu yana 4 milyon hektar tarım arazisinin toplulaştırılmasını sağladık. 2 milyon hektarı da şu anda yapılıyor, böylece bu dönem içinde 6 milyon hektar toplulaştırma sağlanmış olacak. Bu yeter mi? Yetmez, çünkü bir taraftan arazi toplulaştırma yapılırken diğer yandan bölünme ve küçülme devam ediyor. Bu gidişe dur demek gerekiyordu. İşte şimdi ciddi ve kararlı adımı atıyoruz.
Ülkemizdeki bu olumsuz tablo karşında 2006 yılında kanun tasarısı çalışmalarına başlandı. Türkiye genelinde fiilen tarım yapan 50 bin çiftçi ile anket yapan Tarım Bakanlığımız, bu kapsamda tüm kamu kurum ve kuruluşlarından da görüş aldı. Bakanlığımız ayrıca, üniversiteler, kamu kurumları ve STK’ların katılımı ile çalıştay ve toplantılar düzenledi.


Meclise sunulan tasarıya göre, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'na 14 yeni madde eklenirken bazı maddelerde de değişiklik yapıldı. Tasarıya göre, tarım arazileri bölge farklılıkları göz önünde bulundurularak il ve ilçelere göre belirlenen yeter gelirli asgari büyüklüklerin altında bölünemeyecek. Bu husus tapu siciline şerh düşülecek.


Tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesini önlemek için yasal ve yapısal değişikliğe gidiyoruz. Örneğin, dört kardeş babasından kalan 100 dönüm araziyi bölemeyecek. 'Şirket kurun destekleyelim' diyeceğiz. Böylece hem üretim hem de verimlilik artacak. Hem çiftçimiz hem ülke zenginleşecek.
Tasarıda, tarımsal arazilerin mülkiyetinin devri konusunda mirasçıların anlaşmaları için bir yıllık süre veriliyor. Mirasçıların kendi aralarında anlaşması halinde, söz konusu tarım arazisi anlaşma sağlanan mirasçıya devir edilecek. Mirasçılar devir dışında araziyi aile malları ortaklığı şeklinde kullanabilecekler ve bu kapsamda Türk Ticaret Kanunu'na göre limited şirket kurabilecekler. Ayrıca, mirasa konu tarım arazileri mirasçılar tarafından bir bütün olarak satılabilecek.


Mirasçıların kendi aralarında anlaşamamaları durumunda ise, taraflar Sulh Hukuk Mahkemesi'nde dava açabilecek, dava açmaması durumunda ise Bakanlığın taraflara 3 ay süre vermesi sonrasında dava açabilecekler. Buna göre; Sulh Hukuk Hakimi tarafından belirlenen ehil mirasçıya değeri üzerinden devir yapılacak. Ehil mirasçı bulunmaması halinde, en yüksek teklifi veren istekli mirasçıya devir yapılacak. Ehil ve istekli mirasçı bulunmaması durumunda, sulh hakimi tarafından satışı sağlanacak. Ehil mirasçının tespitine ilişkin kriterler yönetmelikle belirlenecek. Tarım arazilerini alan mirasçı, diğer mirasçılara miras paylarının bedelini, sulh hakiminin kararından itibaren en geç bir yıl içerisinde ödeyecek.
5403 sayılı kanuna eklenmesi öngörülen geçici maddelerle, kanunun yürürlüğünden önce vefat eden miras bırakanın terekesinde bulunan tarımsal arazilerin intikal işlemlerinin iki yıl içinde tamamlanması ve devam eden davalara eski kanun hükümleri uygulanacak.


Bakanlık düzenlemeyle, tarım arazilerinin değerinin tespiti, kredi temini, ortakçılık, yarıcılık, kiracılık işlerinin düzenlenmesi, kira bedellerinin tespiti ve üretime yönlendirilmesi, arz talep listelerinin oluşturulması, alıcı, satıcı ve kiracıların anlaşmaları konusunda doğrudan aracılık yapılması, bu alanda ilgili kamu idareleri ile yürütülecek politikalar konusunda işbirliği yapılması ve kredi işlemlerine teknik destek sağlayacak. Bugüne kadar bölünmüş olan arazilerin toplulaştırılması için teşvik politikaları devreye sokulacak. Arazisini ölçek büyüklüğüne taşımak isteyene, kredi desteği sağlanacak. Ailesinden miras kalan araziyi kardeşlerinin payını ödeyerek almak isteyene cazip kredi imkanları sunulacak.
Mevcut hisseli arazilerdeki ihtilafları gidermek amacıyla kamulaştırma, alım ve satım işlemleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın talebi üzerine Maliye Bakanlığı tarafından ilgili mevzuata göre yapılacak.


İntikal işlemlerinde ve mirasçılar tarafından tüzel kişilik kurulan işletmelerde; damga vergisi, harç vb. masraflar için muafiyetler sağlanacak. Yeterli ödeme gücü olmayan ehil veya istekli mirasçılar için kredi imkanları sağlanacaktır.


Sonuç olarak, arazilerin aşırı küçülmesinin önüne geçilmiş olacaktır. Tarım alanları daha genişleyecek ve dünya ülkeleri ile rekabet edilebilir üretim sağlanacaktır. Burada ekilip biçilmeyen ve kullanılmayan araziler sorunu çözülmelidir. Kişilerin tapu almalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır. ÇKS’ye kayıtlar kolaylaştırılmalıdır. Desteklemeler ürüne ve bölgesel bazda yapılmalıdır. Bilinçli ve iyi tarım uygulamaları yaygınlaştırılmalıdır. Tarım arazilerinin inşaatlar ve yapılar tarafından işgalinin önüne geçilmelidir. Tarım arazileri korunmalı, çevreyi kirleten tesis ve sektörlere izin verilmemelidir. Değerli topraklara ve ovalara (Bizim için en önemli ovalardan olan Gediz Ovası ve Gediz Nehridir) sahip çıkılmalı ve temiz kalması ve eski berrak ve saf haline geri döndürülmesi için çalışmalar hızlandırılmalıdır. Tarım Kredi Kooperatifleri ve Tarımsal Birliklerin daha aktif olarak görev yapmaları sağlanmalıdır. Organize Sera ve Organize Tarım Bölgeleri uygulaması bir an önce hayata geçirilmelidir.
Yasa tasarısının hayata geçmesinde emeği geçen Sayın Bakanımıza, Bakanlık yetkililerine, Tarım Komisyonu üyelerimize, meclisimize şükranlarımı sunuyorum. Bol bereketli, sağlıklı, afetlerden uzak bir sezon diliyorum."

Bu yazı toplamda 5518 defa okundu.
Bu Yazıya Henüz Yorum Eklenmemiş.